ÇevreDeniz YazılarıGökhan KarakaşHaberlerKöşe Yazıları

Deniz ekosistemine ıskarta av ve hayalet ağlar zarar veriyor

Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kararıyla gırgır ağları için derinliğin 24 metreye çıkartılması balık avı sezonunun protestoyla başlamasına neden olurken, bilim insanları başka bir tehlikeye dikkat çekiyor. İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Saadet Karakulak av yasağının gelecek kuşakların balık yemesi için mutlaka uygulanması gerektiğini belirtirken, ıskarta avcılık olarak adlandırılan tutulan fazla balığın denize dökülmesinin de olumsuz etkilerini vurguladı.

İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Saadet Karakulak, av yasağının 24 metreye çekilmesinin ardından balıkçıların ağlarına takılan hedef dışı balıkların korunması içinde çalışma yapılması gerektiğini vurguladı. Karakulak, 24 metre yasağının olumlu etkilerini birkaç yıl sonra alınacağını belirtirken, “ıskarta av” olarak adlandırılan hedef dışı balıkçılığın deniz ekosistemine büyük zarar verdiğini söyledi. Iskarta av tanımı; tutulduktan sonra satılmayan balıklar için kullanılırken, kaya balığı, lapin, yengeç, köpek balıkları, deniz kuşları, deniz memelileri gibi ticari değeri olmayan türlerin yanı sıra hamsi ve istavrit gibi çok tüketilen balıkları da kapsayabiliyor.

3 şekilde gerçekleşiyor ve dünya balıkçılığının sorunu
Iskarta balıkçılık; ticari değeri olmadığı (yengeç, yunus, köpekbalığı) için ağlara gelen canlıların denize bırakılması, ihtiyaçtan fazla tutulmasıyla(hamsi,istavrit…)balık halindeki fiyatları düşürmemesi için bilerek denize dökülmesi yada yasal avlanma boyutundan küçük olduğu için yetkililere yakalanmamak amacıyla denize atılmasıyla gerçekleşiyor. Doç. Dr. Saadet Karakulak, balık tezgahlarında yer bulan türlerin bile çok tutulduğunda fiyatının düşme endişesiyle balık haline gelmeden denize döküldüğünü vurguladı. Karakulak, “Dünya genelinde her yıl yaklaşık 7 milyon ton hedef olmayan türün ıskarta edildiği raporlandı. Yani bu toplam balıkçılığın %8’i anlamına geliyor. Ülkemizde ıskarta avcılığın önüne geçilmesi için denetimler çok yetersiz. Yunustan yengece kadar pek çok tür ıskarta avcılığın kurbanı olabiliyor” dedi.

Hayalet ağlar deniz yaşamını yok ediyor
Balıkçının kaybettiği yada terk ettiği ağların insan kontrolü olmadan denizde işlevini sürdürmesi ve önüne gelen her canlıyı öldürmesi ise hayalet avcılık olarak adlandırılıyor. Karakulak 2008’de yaptıkları bir çalışmayla, İstanbul kıyılarında 230 km uzatma ağı, 2 bin 700 m paraketa ağı ve 14 gelincik sepetin kaybolduğu ortaya çıkarttıklarını vurguladı. Karakulak, “Marmara kıyıları ve Adalar bölgesinde gırgır ve kaçak trol avcılığının ardından hayalet ağlar bulunuyor. Özellikle Adalar civarında, kayıp av araçlarının yerlerinin belirlenmesi ve toplanması çok önemli. Trol ağlarında istenmeyen türlerin doğaya dönebileceği kaçış tünelleri ve ızgara sistemleri kullanılmalı. Izgara şeklindeki aralıktan küçük boylu balıklar kolayca çıkıyor. Ağ panellerinin üstüne yerleştirilen perde sistemleri ile de deniz memelilerin kaçması sağlanıyor. Trolde klasik uygulama yerine ızgara sistemine geçilmeli ve kare gözlü ağlar kullanılmalı” dedi.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı ise, ” 24 metre derinlik sınırı dünya geneline bakıldığında çok az. Bu geçiş sürecinde de balıkçıların özellikle endüstriyel balıkçıların karara saygı duymaları kendi faydalarına olacak. Iskarta avcılıkta denetlenmeli. Hayalet ağ ise deniz altında görünmeyen avcılıktır. Bazı deniz alanlarında, ki genelde kayalık yapısı olan bölgelerde, bu tür terk edilmiş ağlara daha çok rastlanır. Gerekiyorsa bu bölgelerde söz konusu alanlarda ağ kullanımı yasaklanmalıdır. Türkiye gibi 4 denize ev sahipliği yapan bir ülkede elbette tüm kıyı şeridi boyunca temizlik yapmak mümkün değil. Balıkçıların duyarlı olması ve kendi geleceklerini korumak için hayalet ağların yerlerini yetkililere söylemeleri gerekiyor” dedi.

Etiketler

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı