Deniz YazılarıKöşe YazılarıMurat AlevSeyahatSeyir DefteriYaşam

Issız Koy

4 Ağustos 1998

Bu gece kamarada yattığımız için şiddetli rüzgara rağmen daha iyi uyuduk. Sabah 07:30’da uyandım. Rüzgar hala şiddetini kaybetmemiş, rıhtımda 4-5 kuvvetinde esiyordu. Dışarıda daha sakin ve düzenli olduğunu düşünüyorum. Bakalım göreceğiz.

Kahvaltıdan sonra teknenin hemen arkasında rıhtımda balık tutmaya gelen iki kişiden birisi ile sohbet etmeye başladık. Çat pat Türkçe konuşuyor. Volos’un çok güzel bir yer olduğunu söyleyip bizi oraya davet ediyor. Biraz Türk Yunan dostluğundan söz ediyoruz. Volos’lu dostumuzdan, bizim rakının yakın Uzo ile ancak uzaktan akraba olduğunu, rakının yakın kuzeninin ise “çiporo” adı verilen incir rakısı olduğunu öğreniyoruz. Aynı şeyi bizi Nea Moni manastırına götüren taksi şoförü de söylemişti. Hatta incirin İngilizce adını bilmediği için taksiyi bir incir ağacının yanında durdurup eliyle ağacı göstermişti de ne olduğunu ancak o zaman anlayabilmiştik.

Inoussia’lı (Sakız’ın kuzeydoğu ucunda, Türkiye’ye çok yakın olan Koyun Adalarından büyüğü) Niko, orada Merchant Marine (Deniz Ticaret) okulunu bitirip, Atina’da da üç yıl çalışıp sınavlarını verdikten sonra 2. kaptan olmuş. Yani profesyonel denizci. Orion adında Derinsu ile aynı boyda bir Dufour’u var. Yüksek sesle, neredeyse bağırarak konuşuyor, konuşurken de bol bol el kol hareketleri yapıyor, dışarıdan bakıldığında herkesle kavga ediyor gibi gözüküyor ama aslında çok iyi bir insan. Buraya, Yunan teknelerinin arasına yanaşmamızı, bazılarının karşı koymasına rağmen o sağlamış, el sallayarak bizi çağırmıştı. Ada haritası üzerinde güzel koyları işaretledi, hatta küçük Emporios koyunun kuzeyindeki Kalamoti plajında bir tonoz şamandırası olduğu, dilersek demir atmadan onu kullanabileceğimizi söyledi. Ama biz Emporios’tan daha güneye inmeyi, kılavuz kitapta “adanın bu köşesinde sükuneti hiçbirşey bozamaz” denilen ıssız Salagonaz koyuna gitmeyi planlamıştık. Niko sayesinde, onun için gelen tankerden su alarak depolarımızı doldurduk, hatta biraz buz bile aldık. Saat 12:15 olduğundan rüzgar hala 5 kuvvetinde esiyordu ama güneye ineceğimiz için pek problemimiz yoktu. Sakız limanından iyi anılarla ayrılıyoruz.

Mavisu, tatillerinin kısa olması nedeniyle Türkiye’ye dönüyor. Onların tekrar çıkış işlemlerini bitirmelerinden sonra limandan çıkar çıkmaz güneye dönüp 4-5 kuvvetinde esen yıldız-karayelin önünde cenoa ile pupa seyri yapmaya başladık. Mavisu, Çeşme’ye yöneldi ve çok geçmeden gözden kayboldu ama limana girinceye kadar telsiz bağlantısını koruduk. Sakız’ın bu yüzünden seyrek yerleşimler ve göz alabildiğine uzanan kumsallar var. Aya Eleni burnunu döndükten sonra da denizler kırıldı, sakin sakin yol almaya başladık. Süngükaya geçidini aşıp, kıyıyı takibeden büyük Megalos Liminionas körfezine yöneldiğimizde Türkiye kıyıları yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Hepimiz bir tuhaf olduk. Gridya burnundan sonra güneybatıya dönerek Kalamoti plajlarının önünde seyretmeye başladık. Saat 18:15’te adanın en güneyindeki Mastiko burnunu dönerek tekrar kuzeybatıya yöneldik. İskelemizde, üzerinde feneriyle Venetiko adası var. Burnu döner dönmez yamaç rüzgarları tekneyi dövmeye başladı, cenoayı yarı yarıya sardık. Bir süre sonra da motoru çalıştırıp yol verdik ve saat 20:00 sularında Salagonas’ta Angelio koyunda demirledik. Çeşme’de arkadaş olduğumuz Belçikalı Thierry’nin teknesi de burada, yandaki koyda demirli. Deniz çok güzel, temiz, pırıl pırıl ama gece çok boğucu sıcak yaptı. Yarın uzun bir geçişimiz var. Hedefimiz Mikonos adası, yolumuz yaklaşık 50 mil.

Sakız Adası kiklad’larda değil, doğu Sporad adalarından sayılıyor. Limni, Midilli, Sisam, İkarya ve başka birkaç küçük adadan oluşan doğu Sporad’ların Midilli’den sonraki en büyük adası. Kiklad’lara geçtiğimiz zaman, grubun üyeleri arasında ulaşım ağının çok sıkı olduğunu ama iki ayrı ada grubu arasında ulaşımının o kadar sıkı olmadığını gördük.
Murat ALEV
Liman Kaptanı / Eğitmen

derinmavi_egitim@yahoo.com
www.derinmavi.com.tr

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı