Deniz YazılarıDenizcilikGökhan KarakaşHaberler

İstanbul’un kayıp adasına dalış

Beklenen İstanbul depremiyle ilgili farklı görüşler ileri sürülürken Marmara Denizi’nin ortasında olmasına rağmen yaklaşık bin yıl önce meydana gelen depremle suların altında kalan Vordonisi Adası gizemini koruyor. Vordonisi’ye Milliyet ekibiyle dalış yapan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, alüvyon tabakası üzerinde yükselen adanın şiddetli bir sarsıntının ardından meydana gelen çökme sonucu sular altında kaldığını vurguladı. Üşümezsoy, granit kayalıklar üzerinde yükseldikleri için diğer adaların bir depremle sular altında kalma ihtimalinin olmadığını da belirtti.

İstanbul’un bilinen 9 adasının yanında bir depremle Marmara Denizi’nin suları altında kalan gizemli adasının izlerini aramak için dalışlar yaptık. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Patrik İgnazius’un(797–877) üzerinde büyük bir manastır yaptırdığı Vordonisi adası 1010’da meydana gelen bir depremle sular altında kalırken, günümüzde tartışmaları süren İstanbul depremi hakkında da ipuçları veriyor. Denizcilerin Bostancı kayalıkları adını verdiği Vordonisi’nin alüvyonlu bir çukurluk alanda kurulduğunu belirten Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 1010’daki depremle denize gömüldüğünü belirtirken, diğer adaların granit kayalar üzerine kurulduğu için etkilenmediğini vurguladı. Üşümezsoy, 10 Temmuz 1894’te meydana gelen depremde Heybeliada’nın da etkilendiğini belirtirken Vordonisi’nin depremle çöktüğü için benzerlikler taşıdığını vurguladı.

Roma haritalarında yer alıyor
Aynı zamanda dalgıç olan Prof.Dr. Şener Üşümezsoy İstanbulluların gereğinden fazla korkutulduğunu belirtirken Vordonisi’yi sular altına gömen fayın hareketli olmadığını belirtiyor. Üşümezsoy, “Adalar Fayı Kuzey Anadolu Fal’ın uzantısı değildir. Adalar fayı aktif değildir. Asıl ana fay Yalova ve Çınarcıktan ilerler. Roma haritalarında görülen Vordonisi, bin 10’da meydana gelen depremle sular altında kalmıştır. Deniz seviyesinin 3-8 metre altında kalmıştır. Eğer Vordonisi deprem sonucu çökmediyse suların yükselmesiyle oluşmuştur. Ama bu ihtimalin izlerini göremiyoruz. Bu nedenle Vordonisi çok önem kazanıyor. Burada söylenecek en önemli detay Vordonisi’yi denize gömen depremi yaratan Adalar Fay’ını ölü olmasıdır. Yani bu fayın İstanbul için bir tehlike oluşturmadığıdır” dedi.

Batık manastır kayalıkları: Vordonisi
Vordonisi’nin tam karşısında ve çok yakınında bulunan Küçükyalı Arkeolojik Alanı’nda 12 yıldır araştırmalar yapan Koç Üniversitesi ve İtalya Salerno Üniversitesi Ortaçağ Latin Araştırmaları Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Alessandıra Ricci’de adanın sualtı arkeolojisi temsilcileriyle araştırılması gerektiğini vurguladı. Ricci, Vordonisi Adası’nın Küçükyalı Manastrı’nın tam karşısına denk geldiğini belirtirken, üzerinde çalıştıkları manastırında 9. Yüzyılda deniz kıyısında olduğunu ve zamanla uzaklaştığını söyledi. Ricci, “Vordonisi Adası’nda sürgün olan Patrik Fotius ile Küçükyalı’da ki Patrik Fotius arasında büyük çekişme yaşanıyor. Rekabet sonucu Patrik Fotius, Vordonisi Adası’nın üzerine bir manastır yapınca de, Patrik İgnazius’da kazı yaptığımız alana Vordonisi’nin aynısı manastır yaptırıyor. Vordonisi’nin bulunması, Küçükyalı’daki SATYROS manastırının da önemini artırıyor. Vordonisi, 19. Yüzyıl denizcilik haritalarında yer alıyor. Bizans’ta Adalar’da rahipler yaşardı. Vordonosi adasında ufak çaplı da olsa yerleşim olabilir. Günümüzde Satyros Manastırı’nın Vordonosi adasıyla görsel bağlantısını da biliyoruz. Ada üzerinde kubbeli bir kilise yapısının olduğunu biliyoruz. Bu küçük adanın kalıntılarının tespiti için sualtı arkeolojik araştırmaların yapılması son derece önemli. Ancak en büyük sorun Marmara’nın çok kirli olması” dedi.

Milliyet Muhabiri’nin Batık Ada dalışı:
Sualtı kamuoyunun yakından bilmesine rağmen yetkililerin gerekli ilgiyi göstermediği Vordonisi Adası’nı 19. Yüzyıl haritalarından birinde gördüğüm zaman harekete geçtim. Zaten, kıyı balıkçılarının ve denizcilerin “Döküntü” yada Bostancı Çakarı dedikleri bölgeyi araştırmak için yıllardır fırsat kolluyordum. Efsanelerin ötesinde Bizans haritalarında yer almasına rağmen günümüzde hiçbir izi bulunmayan Vordonisi’yi düşünürken, bin yıl önce üzerinde bir yaşam sürüldüğünü hatırladıkça keşfetme arzum arttı. Türkiye’nin ilk balıkadam kulübü olan ve sualtı araştırmaları yapan Caddebostan Balıkadamlar Spor Kulübü ve doğayla ilgili pek çok çılgın projede yer alan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un katılımıyla dalışa başladık. Deneyimli dalış amiri Ramazan Alkan’ın idaresinde dalarken yanımızda usta sualtı fotoğrafçısı Alp Baranok’da yer alınca ekibimiz tamamlandı. Denize indiğimiz anda şiddetli poyraz bizi zorlamaya başladı. Karadan esen rüzgar bizim dalmamızı zorlaştırırken en önemlisi görüş mesafesi de düşürdü. İlk metrelerde kayıp adanın izlerini görmeye başladık. Bin yıl önce güneşle buluşan kayalar, hızla yok ettiğimiz Marmara Denizi’nin karanlığında karşımızdaydı. Şener hocam kaya oluşumlarını incelerken, Alp Baranok geçmişin izlerini gösterecek fotoğrafı çekmeye çalıştı. Ramazan Alkan şiddetli akıntının bizi teknemizden uzaklaştırmasını engellemek için çabalıyordu. Vordonisi’nin üzerinden bin yıllardır böyle sert koşullar geçtiğini düşündükçe, kurulan manastırın bir işaretini bulmak güçleşti. Batık ada, bin yıldır kendisini ziyarete gelmeyen İstanbullulara küsmüş. Derinlere indikçe, sualtında kalanın yalnızca bir ada olmadığını ilgisizlik ve duyarsızlıkla unutulan bir kültür olduğunu gördüm.

Gökhan Karakaş – Milliyet

Etiketler

İlgili Makaleler

Göz Atın

Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı