Deniz YazılarıDenizcinin El KitabıFaydalı BilgilerKöşe YazılarıMurat Alev

Kare Yelkenden Kanat Yelkene: Yelkenli Teknelerin Fiziği – 6

Hız Yelkenciliği

Eğer istediğiniz şey hız yelkenciliği ise, ß açısı size rüzgardan ne kadar daha hızlı gidebileceğinizi ve bu maksimum hıza ulaşabilmek için hangi yöne gitmeniz gerektiğini de bildirir (Şekil 14).

Cosec ß, tekne hızının rüzgar hızına oranının maksimum değerini verir ve bu maksimum değer, hakiki rüzgar tekne kemeresinin ß kadar arkasından estiği zaman elde edilir. Bu durumda görünür rüzgarın, tekne pruvasından yaptığı açı da ß olur.

Kaliforniya’nın kuru göl yataklarında yarışan kara yelkenlilerinin sahip olduğu küçük ß açıları bunların saatte90 deniz miline ulaşan hızlar yapmalarına yol açıyor.

Aynı şekilde Wisconsin’de buz üzerinde kullanılan buz yelkenlileri de saatte 100 deniz milini aşıyorlar. Tekneler için hız denemelerinin yapılacağı ideal parkur, rüzgarın rotaya hemen hemen dik estiği ve tekneyi yavaşlatacak dalgaların olmadığı sulardır.

Kumsal bir dille okyanustan ayrılan İngiltere’deki Weymouth, işte böyle ideal bölgelerden bir tanesidir. Burada dalgaları engelleyen kumsal, rüzgarı engellemiyor. Her yıl, rüzgarların genellikle kuvvetli estiği Ekim ayında dünyanın dört bir yanından gelen hız tutkunları garip görünüşlü tekne ve armalarıyla burada mümkün olduğunca hızlı yelken yapmaya çalışıyorlar. “Hız Haftası” adı verilen bu etkinlikler, yelkencilikte her türlü yeniliği teşvik eden ve inanılmaz önyargı ve baskılara karşın geçtiğimiz kırk yıl boyunca çok gövdeli teknelerin gelişmelerine öncü katkılarda bulunan Amatör Yatçılık Araştırma Derneği tarafından düzenleniyor. Beni bu dernekle tanıştıran kişi, astronomi camiasında iyi tanınan, aynı zamanda sıkı bir yelkenci ve İngiltere’de su kanatlı ilk trimaran tekneyi inşa eden yenilikçi bir denizci olan Martin Ryle idi.

1995 ve 1997 Ekim aylarındaki hız haftalarına katıldım. Size yapılanlar konusunda fikir vermek için aşağıdaki fotoğraflar eşliğinde birkaç şey söylemem gerekiyor. Etkinliklerde uzun yıllardan bu yana olduğu gibi rüzgar sörfleri (Şekil 15) çoğunluktaydı.

Erkekler kategorisindeki en hızlı sörfçü 30 km/saat hızla esen rüzgarda 50 km/ saatlik hıza ulaştı. Rüzgar sörfü, etkinliklerdeki yegane – tabiri caizse- tek gövdeli tekneydi.

Bütün diğer tekneler değişik biçimlerde yapılmış iki ya da üç gövdeden oluşuyorlardı. Yeniliklere gelince, Şekil 16’da birbirlerine atkılarla bağlanmış bir “çift” sörf görülüyor. Buradaki fikir, doğrultma momentinin bir önceki şekildeki gibi sörfçünün ağırlığıyla değil, bu yapıyla sağlanması düşünülmüş.

Bir sonraki şekilde (Şekil 17) Polinezya orijinli yelkeniyle birtrimaran görülüyor. Gövdeler teknenin suda kayması için, gövdeden çıkan suya dik kanatçıklar ise önceki bölümlerde geniş olarak incelediğimiz yanal direnci arttırmak üzere tasarlanmıştır.

Göreceğimiz son tekne (Şekil 18) gerçekten üç boyutlu bir kanat yapısı içeriyor. Tramoladan sonra, teknenin rüzgarüstü bordası değiştiğinde de kanadın üst kenarı bu kez alt kenar oluyor. Bu yazıda hep hava kanatlarından söz edildi ama bunun ilk gerçek örneğini bu teknede görüyoruz. Arkadaki küçük beyaz kanat tıpkı uçaktaki irtifa (yükseklik) kanadının görevini yerine getiriyor. Değişik açılara ayarlanan bu kanat, ana kanadın görünür (apparent-zahiri) rüzgarla istenen açıyı yapmasını sağlıyor. Yakında göreceğimiz gibi bu, kanat yelkenle çalışan bütün teknelerin çalışma ilkesidir.

Sörfün 1995 hız haftasındaki en hızlı yelkenli olduğundan söz etmiştim. Sörfler yirmi yıldan daha uzun bir zaman süresince en hızlıyelkenli olma unvanını ellerinde bulundurdular. Ama son yıllar gerçek yelkenli teknelerin dönüşüne tanık oldu. Birkaç yıl önce “Yellow Pages Endeavour” adlı trimaran saatte 18-20 mil hızla esen rüzgarda saatte 46.5 mil hız yaptı. Bu göz kamaştırıcı hıza ulaşan deneysel araçların yüksek performanslarının gerçek nedeninin kanat kesitli yelken olduğunu, bununla birlikte piyasada satılmak üzere tasarlanmış konvansiyonel teknelerde bu kanatların iyi çalışmayacağını düşünebilirsiniz. Size klasik yelkenler uzun bir süre daha, kıyı seyri olsun, okyanus seyri olsun teknelerde pratik olarak ve daha da önemlisi güvenli olarak kullanılmaya devam edecek gibi geliyorsa, çok yanlış düşünüyorsunuz derim. Bir dahaki bölümde sizi buna ikna etmeye çalışacağız.

Murat ALEV
Liman Kaptanı / Eğitmen

derinmavi_egitim@yahoo.com
www.derinmavi.com.tr

Yazı Dizisinin Diğer Bölümleri<< Kare Yelkenden Kanat Yelkene: Yelkenli Teknelerin Fiziği – 5Kare Yelkenden Kanat Yelkene: Yelkenli Teknelerin Fiziği – 7 >>

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı