Ahmet DavranDeniz YazılarıKöşe YazılarıSeyahatSeyir DefteriYaşam

Kuşadası – Kenya – 5

Sevgili dostlar merhaba,

Meridian’le baş başa kaldık demiştim, ama kaldığımız yerde hiç iç acıcı değil doğrusu. Limanda deniz kirli, girmek imkansız. Limanın dışı da dalga ve solugandan çamur gibi, canım Ege’yi gel de özleme, bu deniz konusunda çok şımarmışımdır, illa berrak su olacak, yoksa girmem. Balıkçı tekneleri, Dhow’lar, arasındayız; her gün bir hareket oluyor, cattlefish, ton, çekiç kafa ve köpek balıkları çoğunlukta. Kamyonlara yüklenip şehre gidiyor. Geceleri de betonun üzerinden amatörler olta ile mürekkep balığı avı yapıyorlar, 3-4 kiloluk devasa sübyeler tutuyorlar.

Buranın bu mevsimdeki havası son derece nemli, teknenin içinde kuru bir şey bulmak zor. Güneş olunca minderleri seriyorum güverteye ama değişen birşey yok, ertesi gün yine aynı. Buz dolabını çalıştırmıyorum, 10 gün den fazla makinesiziz çünkü. Balıkçı teknelerine buz getiren kamyonlardan kova ile buz alıp buzluğa stokluyorum, 2-3 gün idare ediyor, buz gibi içecek en büyük lüks.

Bodrum’da Yachtworks elemanlarının titizlikle monte ettiği tek solar panelimiz aküleri ancak zinde tutuyor. Yusuf Civelekoğlu ve Can Sürekli’ye teşekkürler tabii. Sırası gelmişken, Mehmet Ali Yelkenbiçer ve çalışanlarına da, orijinal Hallberg-Rassy sprayhood’un bire bir kopyasını ve yeni ana yelkeni yaptıkları için teşekkürler.

Salalah limanında günler, tekne temizliği, genelde okumak, radyoda BBC dinlemek ve yatmakla geçti; okuma ve radyo faslı da yatarak olabiliyor. Avusturya’lı Wolfgang Hausner, Taboo adında kendi yaptığı katamaranla tek başına dünya seyahati yapmış. 1967’den 1974’e kadar bu teknesi ile dünya denizlerini gezmiş. Seyahatin ilk ayağında Bali’de Sadun Boro ile karşılaşmış. Okuduğum kitaplardan biri bu. Bu insanların yaptıkları mesafeleri okuyunca bizimki kuğulu parkta gezinti gibi oluyor biraz. Bernard Motessier, Wilfried Erdmann, Rollo Gebhard, ve diğerleri insan üstü yetenekler. Hele şu son olay: Ellen Mac Arthur–damla kadar kız 60 feet tekneyle 13 günde Atlantiği geçti, inanılmaz bir performans. Biz 4 kişi 40 feet Jeanneau ile Tenerif’ten St. Martin’e, 3057 mili 19 günde geçmiştik; tabii tekne farkı var ama tek kişi bu beceri, gerçekten müthiş.

Limana, Fransız bayraklı 25 metre civarı ahşap, oldukça eski, bir tekne demirledi. Sorunlu aile çocuklarının eğitilip korunduğu, devlet tarafından finanse edilen sistemin, teknede olanı. Çocuklar 9 ila 17 yaş arası, bazıları bir sene kadar kalıyormuş teknede.

Hayatı dokunup yaşayarak öğreniyorlar. İki tane genç kaptan ve eğitmen var, Madagaskar’dan gelip Türkiye’ye gidiyorlar. Tekne Bodrum’da bakıma alınacakmış. İçmelerdeki tersanecilere duyurulur, teknenin adı “Marie & Gilberte.” Bize, Lamu, Kilifi hakkında bilgi ve Mozambik kanalı haritası verdiler. Onlara teknede kalan son Türkiye kıyıları haritalarını verdik–Meridian kim bilir Türkiye’ye tekrar ne zaman gelir? Bu tekne yıllar önce başka mürettebatla Kızıldeniz üzerinden Madagaskar’a geçmiş, orada uzun süre kalmış, liman içinde batmış. Şimdi tekrar aynı yoldan geri dönüyor. Her teknenin ayrı bir hikayesi var, insanlar gibi.

Muskat, başkent; buradan 1100 km. kadar doğuda, fakat tekneyi bırakıp gitmeyi göze alamadım. Ancak günübirlik şehre inip akşamları döndüm. Dükkanlar sabahtan öğlene kadar ve saat 16.00 dan sonra açık, millet siestada, sıcaktan kimseler yok ortalıkta.

21 Eylül’de Horst döndü. Arızalı parçanın komple yenisini almış, eskisinin tamiri mümkün değilmiş. Oto pilotun da pusulası bozuk çıkmış, aldığı yenisini hemen monte edip çalıştırdık, işliyor. Akşam tepedeki markete gidip içme suyu ve kumanya siparişini verdik, tekneye kadar getirecekler. Ertesi gün şehre gidip diğer eksiklerimizi aldık, dönüşte devridaimi taktık, saf suyunu koyup motoru çalıştırdık. Uzun zaman sonra sesi kulağa hoş geliyor, epey ayrı kalmıştık. Son aldığımız iki adet bidon ile toplam 13 adet bidonda 315 litre ilave mazot taşıyoruz. Güverte ve kıçta bağlı, bazıları kapaktan sızdırıyordu, ayrıca conta koyduk. Uzun geçişlerin 3 önemli konusu mazot, içme suyu ve kumanya. Kızıldeniz’de, Mısır’da, Abu Tig marinadan aldığımız su içmek için hiç iyi değildi mesela.

Buranın bu mevsimdeki havası son derece nemli, teknenin içinde kuru bir şey bulmak zor. Güneş olunca minderleri seriyorum güverteye ama değişen birşey yok, ertesi gün yine aynı. Buz dolabını çalıştırmıyorum, 10 gün den fazla makinesiziz çünkü. Balıkçı teknelerine buz getiren kamyonlardan kova ile buz alıp buzluğa stokluyorum, 2-3 gün idare ediyor, buz gibi içecek en büyük lüks.

3. crew olarak, işlerini bırakamayan Gernold’un yerine Horst’un yeğeni Burghart, Almanya’dan, Muskat üzerinden 23 Eylül’de geldi. Aynı gün öğleden sonra start a hazırdık, pasaportları sahil güvenlikten alıp Fransız’lara veda ettikten sonra Salalah limanından Hint Okyanusuna açıldık. İlk waypoint’imiz Sokotra adasının 120 mil doğusu. Bakalım nerede karaya çıkacağız, Kenya–Lamu’mu yoksaSeycheller’in Mahe’si mi? Kısmet…

Devam edecek …
Ahmet DAVRAN
Amatör Yelkenci / Yat Kaptanı

adavran@yahoo.com

 

 

 

Yazı Dizisinin Diğer Bölümleri<< Kuşadası – Kenya – 4Kuşadası – Kenya – 6 >>
Etiketler

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı