Dalış Bilgisayarlarına Karşı Kişiye Özel Bir Alternatif
Sevgili sualtı severler;
Bu yazımda sizlere 35 yılı aşkın bir süredir uyguladığım, zaman zaman da, kötü örnek oluyorum diye çok tenkit edildiğim bir konuyu, belki faydalı olurum ümidiyle ilk defa anlatacağım. İyice denemeden, tatbik etmemenizi önemle tavsiye ederim.
1977 yılında Arabistan da kendi şirketimde çalışırken, Alman asıllı Amerikalı Peter Schwarz isminde bir füze uzmanı ile arkadaş oldum. Bana:- Bu ülkede 5 senedir oturuyorum. Daha hiç kimseye hiçbir şey öğretemedim. Bana neden maaş ödediklerini de anlamadım. Bende mercan çıkarıp ihraç ediyorum, gel seni de dalmaya götüreyim dedi. Gittik ve ilk defa denizde siyah, kırmızı, ve sarı ( goldcoral) le tanıştım. Keşke bizim ülkemizde de bu zenginlikler olsa diye de içimden düşündüm.
Aradan birkaç sene geçti. Rahmetli ortağım Emre Omur’la, ‘’İstanbul Gemi Kurtarma Enkaz kaldırma’’ şirketini kurduk. Bir iş için 72m derinliğe bir iş için daldığımda aynı mercanlara rastladım. Acaba yanlış mı görüyorum? Derinlik narkozu bu mu? Diye düşündüm. Ama tutunca bunun hakikat olduğu ortaya çıktı. Sonra bu bir iş haline dönüştü. İşin enteresan tarafı , bu işlerle ilgili izinler Ziraat Bakanlığından alınırmış. Bende izinleri aldım. Zamanla 12 kuyumcu bende çalışır oldu, Kültür Bakanlığı, Döner Sermaye Müdürlüğü kanalıyla takılar, heykellerle dünyaya ihracata başladık. (sonradan bizi gören kişiler mercan çıkartmak için 3 ayrı şirket kurdular. İçlerinde ortak olarak, ismi bizde ve sicili ticaret gazetesinde mahfuz, su ürünleri profesörleri de vardı. Bunlar 1 gram bile çıkaramayınca, mercanlar bitiyor!! Diye mercan çıkarmayı yasaklattılar. O zaman kaidelerini koyacağına, ormancılığı da balıkçılığı da yasakla kurtul. Böylelikle derin dalışlar başladı. Tek tük 50m de de rastlanıyordu. Ama 60-70 m den sonra mercanlar orman haline geliyordu. Hani Konya’da da ağaç var ama ormancılık yapacaksan Karadeniz’e gitmelisin gibi. O yıllarda çok iptidai decompressionmetre cihazları vardı. Sonra HansHaas İsviçre malı oldukça pahalı bir dalış bilgisayarı çıkarttı. Onu diğerleri takip etti. Hepsinden aldım.
Üç kere vurgun emareleri başlayınca, yeniden dalıp saatlerce deko yapıp, rahmetli tecrübeli dalgıç dostum, Yusuf Sayın’ın bana durmadan tüp yetiştirmesi sayesinde kurtulabildim.
Bu hadiseler üzerine denemeler için 3 ayrı marka dalış bilgisayarı birden takıp dalmaya başladım. Gördüm ki hiçbiri birbirine uymuyor, üstelik Amerikan bahriyesinin cetvellerine hiçbiri uymuyor.
Ama, zaman geçince bir hakikat yavaş yavaş ortaya çıktı: NEFES NEFESE KALMAMA SEBEP OLMAYAN İŞLER YAPARKEN, YUKARI SÜRATLE ÇIKMAK GİBİ BİR HATA YAPMAZSAM, BENİM HAVA HARCAMA TEMPOM VE DEBİMLE (bu herkeste değişiyor), NE DERİNLİKLERDE GEZİNİRSEM GEZİNEYİM, 2OOO İLA 2050 LİTRE HAVA HARCARSAM DECO BAŞLIYOR.
Tam 35 yıldır saat, dalış bilgisayarı, kurşun kemer,vs.kullanmıyorum. Sadece regülatörün basınç saati bana kafi geliyor.
Benimle dalan bütün arkadaşlarım bilir. Vücudum negatif sephiye olduğundan kurşun kemerimde yok. Böylelikle belki gençlere kötü örnek oluyorum. Demek ki bu iş o kadarda ciddi değil, yaşını başını almış bu adam bir ceket ve tüple her derinlikte geziyor, hiçbirşey olmuyor, bana da bir şey olmaz! diye düşünüyorlar. Nitekim beraber daldığım arkadaşlarımdan vurgun yiyenler oldu. Ancak tam tersine, ben pili olan, insan yapısı aletlere güvenmemeyi, bu cihazların yaptığı işi kendi bio-ritmimle, hesaba dayandırarak, derin dalışlarımda kendimi vurgun denen illetten korumayı başardım.
Hepimiz etten-kemikten yaratıldık. Denizle, fizik kaideleriyle şaka olmaz. Kimse süpermen değil. Ancak yukarda anlattığım sistemi, dalış bilgisayarıylaberaber dalan, kendi normal-standart tempolarıyla nefes alarak denizin altında gezinen arkadaşlar, deko başlamasına çok az kala basınç saatine baksınlar. Ne kadar havaları kalmış? Bunu tüpün hacmi ile çarpsınlar. Örneğin: 15 litre tüpte 70 hava kalmış. Yani 1050 litre hava kalmış.15 litrelik tüpe 200 atm basmışsak bu 3000 litre eder. 3000-1050=1950 litre eder. Bu sizin deko limitinizi gösterir. Ancak bunu çeşitli dalışlarda doğrulamanız gerekir.
Merak edecek sualtı sever arkadaşların dalış dünyalarına yeni bir pencere açabildiysem ne mutlu bana. Hepinize sevgiler.
Erkan Ayral
SUTA başkanı.
www.suta.org.tr
erkan@suta.org.tr
0532 2428439