Bilimin ve barışın kıtası
Prof. Dr. Bayram Öztürk, Antarktika’da 4 ay bilimsel çalışmalar yaptı. Beyaz kıta hakkındaki tecrübelerini bir kitapta toplayan Öztürk, ‘Orası bir barış ve bilim kıtası. İklim değişikliğini incelemek sadece orada mümkün’ dedi.
En son keşfedilen ve bilinmezliklerini halen koruyan Antarktika’da Türkiye’nin bilim üssü kurma çalışmaları sürerken İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, Japonya’ya ait Syowa üssünde elde ettiği tecrübelerini ‘Neden Antarktika’ adlı bir kitapta topladı. Üzerinde hiçbir ağaç, bitki hatta böcek bile bulunmayan ama barındırdığı petrol, doğalgaz ve su kaynaklarıyla gizemini koruyan Antarktika, Öztürk’ün deneyimleriyle daha da ilginç hale geldi. Öztürk, “Radyo dalgalarını analiz etmek, insan biyolojisi ve tıp çalışmak, iklim değişikliğini ve atmosferi incelemek, deniz canlılarını izlemek sadece orada mümkün. Ayrıca uğruna savaşılmayan tek kıta. Orası bir barış ve bilim kıtası” dedi.
Hak iddiaları
Kıtada bulunduğu 4 aylık sürede eriterek içtiği buzlu suyun en az 10 bin yıllık olduğunu belirten bilim insanı, en önemli sorunun gelişmiş ülkelerin hak iddiaları olduğunu vurguluyor. Öztürk, “1961’de yürürlüğe giren anlaşma ile ülkelerin hak iddiaları askıya alındı. En çok toprağı Avustralya ve Norveç istiyor. Şili ise toprak ve kan hakkı (Jus Sanguinis) adı altında hiçbir yerde geçerli olmayan Antarktika pasaportu veriyor. 1908’den beri hak iddia eden İngiltere ise kıtada çalışan İngiliz vatandaşlarından vergi almıyor. ABD ve Rusya ise haklarını şimdilik gizli tutuyor” dedi. ‘Neden Antarktika’ adlı kitabıyla içinde Ukrayna, Romanya, Bulgaristan hatta denize kıyısı bile olmayan Çek Cumhuriyeti’nin de aralarında bulunduğu 28 ülkenin 101 araştırma üssünün bulunduğu belirten Öztürk, Türkiye’nin kurmayı planladığı bilim üssüyle ilgili görüşlerini de paylaştı.
‘Bir adım atılmadı’
Öztürk, “Beyaz kıtaya giden ilk Türk 1968’de Atok Karaali. 1990’dan itibaren 10-15 Türk bilim insanı kıtada bulundu. Prof. Dr. Ümran İnan, kıtada üst atmosfer çalışmalarıyla göz doldurarak Viktorya arazisindeki bir tepeye ismini verdi. Çok başarılı bilim insanlarımız ve bilgimiz var. Antarktika, Monako’nun hatta Papua Yeni Gine’nin bile gündeminde. Denizci Osman Atasoy’un yelkenlisiyle kıtaya ulaşması sönmekte olan ateşi canlandırdı. Bizim de üs kurmamız için yasa hazırlandı ama gerçekleşmedi. Türkiye, 1995’ten beri Antarktika anlaşmasına taraf ama hiçbir adım atılmadı. Kıtanın yönetiminde söz sahibi olmak için önce bilimsel çalışmalar başlatılmalı sonra üs kurulmalı” diye konuştu. Kitapta ayrıca ülkemizin Antarktika çevre protokolünü neden imzalanması gerektiği, Türk üssünün nerede olması, iklim değişikliği ve buzullarına erimesi gibi konuların önemi, kıtada bulunan hayvan türleri gibi pek çok detay da yer aldı.
Türkiye’den 17 kat büyük
Buzul kıta, Güney Amerika’nın en güneyinde yer aldığı için Güney Kutbu’nu da içeriyor. Kıtanın yüzde 98’i buzla kaplı kalan kısmı ise buzsuz karadan oluşuyor. 14 milyon kilometrekare boyutundaki kıta, Türkiye’nin 17 kat büyüklüğünde. En yüksek tepesi 4 bin 892 metre ortalama yüksekliği 2 bin 10 metre.
Ortalama yıllık sıcaklık eksi 10 derece olsa da eksi 80 dereceye kadar düşebiliyor. Kıyısal alanların iklimi daha yumuşak ve eksi 5 ile eksi 25 arasında. En düşük sıcaklık eksi 90 derece ile 1983’te Rus üssünde ölçüldü. Hiç beklenmedik anda çıkan kar fırtınalarının hızı 320 kilometre olabiliyor. Buz kalınlığı 5 bin metreyi buluyor. Kıtadaki buzun hacmi yaklaşık 25.4 milyon metrekare olurken yeryüzündeki buzun yüzde 90’ı demek. Kimseye ait olmayan ve herkese ait olan kıta, Arjantin’de kurulu bir sekretarya tarafından yönetiliyor.
Dev cüsseli balinalar ile 20 gramlık kriller kıtanın en önemli sakini. Kıtada önemli miktarda krom, bakır, altın, manganez, kalay, uranyum, doğalgaz ve petrol bulunuyor. Çok küçük bir buz dağı bile kalabalık bir şehrin su ihtiyacını yıllarca karşılayabilir. 1963’te kopan bir buz dağı 335 kilometre uzunluğunda ve 97 kilometre genişliğindeydi. 12 yıl içinde eridi. Antarktika Antlaşması 1959’da imzalandı, 1961’de yürürlüğe girdi. 28 ülkenin 101 bilim üssü bulunurken, Türkiye’nin gelecek yıllarda üs kurması için bilim insanlarının çalışmaları sürüyor.