Kuşadası – Kenya – 7
Sevgili dostlar merhaba,
Ekvator geçişimiz, 4 Ekim’de öğlene doğru Kuzey’den Güney yarım küreye intikalimizle gerçekleşti. Her ekvator geçen teknede partiler yapılır, şampanyalar açılır; bizde ne şampanya vardı nede parti, ekmeğimiz de tükendiğinden, denize ekmek yerine etiform attık, tatlı su döktük. Meridian için iyi dileklerde bulunduk…
Ege, Akdeniz derken, Kızıldeniz ve şimdi Hint Okyanusu’nun Güney yarım küredeki sularındaydık işte. Hedefimiz Lamu‘ya iki günlük yolumuz kalmıştı. Korkuların, kaygıların geride kaldığı, rüyaların gerçeğe dönüşeceği anlara yaklaşmakta olduğumuzu hissetmenin huzuru içine girmiştik bile. Uzun seyirlerde günlerce ufka bakan gözleriniz, denizle gök arasında hayali kara parçaları, adalar görür gibi olur; bunlar ya buluttur yada gemidir. Asab-Salalah yolunda pruvada şekillenen, dürbünle bile bakıp bir buz dağı gördüğümüzü sanıp meraklanmıştık. Arapların güney kutbundan tatlı su için çekerek getirme planlarını gerçekten hayata geçirdiklerini düşündük. Gele gele yakınlaşan beyaz kütlenin, 4 kubbeli LPG taşıyan dev bir tanker olduğu anlaşılmıştı.
Afrika’nın doğu sahilleri çok uzağımızda değildi, bu mevsimde güneyden kuzeye akan Somali kıyı akıntısına yenik düşmeden kıyıya sokulduk. 6 Ekim günü, bulut olmayan Kenya sahillerinden hemen açıkta dizilen küçük adaları gördük.
Lamu adası önlerine ulaştığımızda güneş çoktan batmış, yağmur bile yemiştik. Harita ve portolonda, 5 adet fenerle işaretlenmiş girişi gösteren fenerlerden hiçbirinin yanmadığına inanamadık.
Yelkeni indirip sahile kırılarak gelen dalgalarla surf yaparak, Burghart’ın navigatörlüğünde, Horst dümende, ben baş üstünde, yanmayan fenerlere bindirmeden, kum banklarına oturmadan, gecenin bir saatinde sakin suya erişip, Lamu’nun ölgün ışıklı kasabasının önüne demirledik. Yorgun ama mutlu, bir iş başarmanın huzuru içindeydik. Burghart’ın telaşsız ve kendinden emin, sadece harita, GPS ve derinliği kontrol ederek hiçbir fenerin yanmadığı bu girişe kendi teknesi olmadığı halde girmesini ben ve Horst inanılmaz bulduk ve onu ayrıca kutladık. Biz buraya gece girmez, günün ağarmasını beklerdik.
2069 deniz mili 13 gün orsa seyrinde tamamlanmıştı. Jimmy Cornell, kitabında bu mevsimde bu geçişi Seycheller üzerinden yapılmasını tavsiye eder, ama biz buna uymadık.
Horst’un Lamu’ya ilk gelişi 32 sene evvel Nijerya’da çalışırken olmuş; o zaman buraya denizden kendi teknesi ile gelmeyi hayal etmiş; eh, şimdi muradına ermiş oldu. Lamu, bence gitmeye değecek bir zaman diliminde kalmış, anlatması pek bu satırlara sığmayacak orijinallikte bir köşe… Burada 2 gün kaldık ve tekneyi uzun bir süre bırakacağımız 120 mil güneydeki, Malindi ile Mombasa arasındaki Kilifi boat yard‘a geçtik.
Boat yard‘ı Rene Faber adında bir Hollanda’lı işletiyor. Tonozda 15-20 kadar tekne var, Fransız-Alman-Güney Afrika-İngiliz bayraklı tekneler bunlar, bizde tonoza bağlandık. Burası nehir ağzı bir koy, sakin su, ama bu kıyılarda 3,5-4 metreye varan med cezir var…
Kilifi, Mombasa’ya 1 saatlik otobüs-dolmuş misali vasıta mesafesinde; dönüş biletlerimizi almak için bu yolu teptik. Burghart 12 Ekim’de Mombasa’dan direk Frankfurt’a uçtu gitti. Dostluğumuz elbet devam edecek..Horst hayatının uzun bir bölümünü bu kıtada geçirdiği için teknede kalıp dinlenmeyi uygun buldu. Bende 2 günlük kısa bir safari turuna katıldım; Tsavo East milli parkında doğal ortamda Afrika’nın güzel hayvanlarını yakından gördüm. 3,5 ay sonra teknenin dışında fil sesleri arasında kamp yerinde çadırda gecelemek ayrı bir hoşluk oldu. Ayrıca Massai köyüne uğrayıp bu insanları yakından görüp fotoğraflarını çektim.
17 Ekim dönüş tarihimize kadar son hazırlıklarımızı yaptık, tekneyi neta ettik. Mombasa’dan Nairobi’ye uçtuk. Horst Johannesburg üzerinden Capetown’a uçtu, bende Dubai üzerinden İstanbul’a vasıl oldum.
Bu satırları Manal, Mordoğan’da; seyahatte tutuğum günlükten faydalanıp yazdım. Kuşadası’ndan başladığımız bu yolculuğun ilk bölümünü sizlerle paylaşmak işin en güzel tarafı olsa gerek. İkinci bölümüne Mayıs ayında çıkacağız. Önümüzde Pemba, Zanzibar, Comor adaları, Madagaskar var. Kısmet… İnşallah gerçekleşir.
Hepinize sonsuz sevgiler.
Ahmet DAVRAN
Amatör Yelkenci / Yat Kaptanı