Dekomprasyon Hastalığının Belirtileri ve İşaretleri
Belirtileri | İşaretleri |
Aşırı yorgunluk Uyuşukluk, felç Baş dönmesi Kol ve bacaklarda ağrı Deride kaşıntı Yön kaybı Görüş bozukluğu İşitme bozukluğu Basınç altında ağrı Karında kasıntı, sırtta ağrı Şuur kaybı |
Deride kırmızı lekeler oluşabilir Uyuşukluk, felç gözlenebilir Sersemleme Öksürük spazmı Yığılıp kalma ya da baygınlık |
Nitrojen kabarcıklarının vücudun çok değişik yerlerinde ortaya çıkabilmesi olasılığı, dekompresyon hastalığının belirtilerinin (hissedilen) ve işaretlerinin (görülen) oldukça çeşitli şekillerde oluşabilmesini sağlar. Belirti ve işaretler genellikle yüzeye çıktıktan sonraki 15 dakika ile 12 saat arasında görülür.
Hastanın basınç odasına transferi
Dekompresyon hastalığının etkilerini yok etmek için acilen ilk yardıma başlanılmalıdır; hasta derhal hastaneye nakledilmeli ve transferi sırasında yolda saf oksijen tedavisi uygulamasına devam edilmelidir. Eklem yerlerinde oluşan ağrı durumlarında (basit tip – tip 1) saf oksijen solunması, vücuttaki fazla nitrojenin (1atm basınçta solunum yoluyla akciğerden atılabilecek boyutlardaki nitrojenin) atılmasına yardımcı olur. Aspirin haricinde hiç bir ağrı kesici kullanılmamalıdır. Hasta bayılmışsa, ağızdan bol sıvı verilmeli, bayılmamışsa, Rheumatrodex®500cc serum bağlanmalı, her durumda, steroid (dekort) iğne yapılmalıdır. Hasta üç saat içerisinde en yakın tedavi merkezine ulaştırılmalı ve basınç altına alınmalıdır. Hasta hava yolu (helikopter) ile nakledilecekse ve taşıma kapsülü mevcut değilse, uçuş yüksekliği 300m’yi geçmemelidir. Transfer işlemine başlamadan önce tedavi merkezi ile irtibat kurulmalı, tedavi merkezinin hazırlanması istenmeli, durum hakkında bilgi verilmeli ve transfer sırasında neler yapılması gerektiği sorularak öğrenilmelidir.
Tedavi
Hava embolizminde olduğu gibi dekompresyon hastalığında da tam bir tedavi için basınç odası gerekir. Bununla birlikte, hastanın sabitleştirilmesi ve en yakın tıp merkezin de ilk tedavinin yapılması, hastanın basınç odasına götürülmesi kadar önemlidir. İlk oksijen tedavisi, belirtileri önemli ölçüde azaltır. Fakat bunun tedavi planını değiştirmemesi gerekir. Acil bir oksijen tedavisinin sportif amaçlı dalış yapan dalgıçlar tarafından kullanılması hayati önem taşır ve son derece etkin bir tedbirdir. İlkyardım sürecinde oksijen tedavisi gören dalgıçlar, dekompresyon tedavisine daha çabuk cevap verir. Geç kalınmış bile olsa her çeşit dekompresyon hastalığında basınç odası tedavisi etkilidir.
İlk tedavide yaklaşım :
Hava embolizmi ve dekompresyon hastalığının bütün belirtileri, sualtı kazalarının ilk döneminde birlikte düşünülmelidir. Çünkü dekompresyon hastalığı tedavisine başlayıncaya kadar her iki hastalığın belirtileri aynı durumu göstereceğinden, iki hastalık arasındaki farkı belirlemeye çalışmaktansa doğru olacak ilk tedavinin uygulanması çok daha önemlidir.
Hafif belirtiler :
Önceleri çok hafif belirtiler hisseden dalgıç, bu uyarıcı işaretleri ciddi belirtiler ortaya çıkıncaya kadar dikkate almaz. Bitkinlik ya da olağan dışı yorgunluk ve kaşınma, hafif belirtiler olarak kabul edilir ve oksijen tedavisine karşı cevap verebilir. Eklem ağrısı kimi zaman hafif bir belirti olarak düşünülürse de basınç odası tedavisi gerektirir. Hafif belirtilerden ağır belirtilere çok çabuk geçileceğinden, hiç bir belirti göz ardı edilmemelidir.
Ağır belirtiler :
Ağrı, halsizlik, uyuşukluk, sersemlik, bulantı ya da baygınlığın sürmesi gibi belirtilerin herhangi biri ağır belirti olarak nitelendirilmelidir. Eğer bu belirtiler dalıştan kısa bir süre sonra meydana geliyorsa, bunun nedeni ciddi bir dalış kazası olarak düşünülmelidir. Ağır belirtiler, acil tıbbi müdahale gerektirir ve bunu izleyen süreçte de basınç odası tedavisini zorunlu kılar. Daha önceden acil servis doktoruna bilgi verilmesi, erken bir teşhis ve basınç odası tedavisini olanaklı hale getiren bir ön hazırlık olur.
R.Yaşar Tarakçı
3* Eğtimen Dalgıç / Öğretim Görevlisi
Ata Burak Çakaloz
2* Eğitmen Dalgıç